ÇERKEZ ETHEM OLAYI
Copyright ENDERCAN KURŞAKLIOĞLU
15/06/2009
Çerkezler Güney Kafkasya halklarından olup1856 yılında Şeyh Şamil’in teslimiyle ve1876-1877 Osmanlı –Rus Savaşı (93 Harbi) sonunda Anadoluya göçmüşlerdir. Gürcüler ,Osetler,Çerkezler,Abazalar Ari ırkının Güney Kafkas Kavimlerindendir.Çerkez Ethem 1881 yılında Manyas’ın Erenler Köyünde Çerkez Ali Bey’in en küçük oğlu olarak doğmuştur.Ağabeyleri Reşit ve Teyfik Beyler Harbiyede okumuş,hatta Binbaşı rütbesine kadar çıkmışlarsa da Ali Bey toprakla ilgilensin deyerek Çerkez Ethem’i Harbiye’ye yazdırmamıştır.Assubay okulunu bitiren Çerkez Ethem Kuşçubaşı Eşref Bey’in etkisi ile 1912 yılında Teşkilat-ı Mahsusa’ya üye oldu.Teşkilat-ı Mahsusa’nın lideri Enver Paşaydı.Teşkilat-ı Mahsusa Gümülcüne,Yeniköy,Dedeağaç,Kırcali arasında 1912-1914 yılları arasında Batı Trakya Türk Cumhuriyetini kurar.I. Dünya Savaşı sırasında Çerkez Ethem İran ve Afganistan topraklarında savaşır.Bu savaşım sonunda Rauf (Orbay) Bey’le tanışır.Mondros Ateşkes Antlaşmasından önce(30 Ekim 1918) köyüne gelen Çerkez Ethem eşkıya/gerilla arası bir tarzda yaşamını sürdürür.İzmir’in işgalinden sonra Kuvayi Seyyare’nin özünü oluşturacak 300 atlı kılıçlı Çerkez fedaileriyle birlikte Ayvalık,Salihli,Ödemiş,Tire,Aydın cephelerine ilave olarak Akhisar Cephesini 1919’da kurar.
İzmir’in İttehat ve Terakki yanlısı valisini Rahmi Bey’in oğlunu okula giderken bir faytonla kaçırır ve Kuşçubaşı Eşref Bey’in çiftliğinde rehin tutar.Babasından 55 000 altın aldıktan sonra çocuğu salıverir.Çerkez Ethem anılarında bu olaydan söz ederken Milli Kurtuluş Hareketini finanse etmek için yaptığını söyler.
Salihli Cephesinde Çerkez Ethem ve kuvvetleri önce Alaşehirli Mustafa Bey’in kumandasına girer.Bu sırada İzmir’in işgaline tepki olarak birçok subay,İttehatçı,çeteciler,irili ufaklı mahalli şöhretler,efeler bu dağlarda dolaşıyordu.Bir iç çatışma sonunda Alaşehirli Mustafa Bey ve yakın adamlarının ölmesi üzerine cephe komutanlığına Çerkez Ethem Bey el koyar.Alaşehir Cephesi Aydın ve Salihli cepheleriyle birlikte Kuvayi Milliyenin en başarılı olduğu cepheydi.Çerkez Ethem’in Hatıraları isimli kitap 1963’de Dünya Gazetesince yayınlanmıştır.Bu defterler üç tane olup aynı insanın kaleminden çıkmamıştır.Birinci defterde çok düşük ve her anlama çekilebilen cümlelere rastlandığı gibi ikinci ve üçüncü defterlerde Tanzimat Edebiyatıyla unutulmuş Divan Edebiyatında kullanılan terkiplere yer verilmiştir.El yazısı da Çerkez Ethem’e ait değildir.Bu defterlerdeki olaylar kronolojik değildir.Ya Çerkez Ethem söyleyip başkası yazmış,yahut büyük ihtimalle bu hatıraları Çerkez Ethem adına başkası uydurmuştur. Fakat gerektiğinde bu anı defterlerini de ikinci sınıf kaynak olarak kullanacağız.
23 Nisan 1920’de TBMM Hükümeti kurulmuştu. ana sorun eşkiyalık ve silahlı asker gruplarının yamacılığa başlamasıydı.I.TBMM’ne Çerkez Ethem ‘in kardeşi Reşit Bey de mlletvekili seçilmiştir.Bu sıralarda İngilizler Boğazlar Bölgesinin denetimini sağlamak için padişaha bağlı Çerkezlerin özerk olabileceği söylentisini yaymışlar,bu yüzden Aznavur,Bolu-Düzce,Kuvayı İnzibatiye (Halife Ordusu) isyanları çıkarılmıştır.Anzavur isyanına karşı koyma durumunda olan Balıkesir’deki 61.Tümen ve Bursa’daki 56. Tümen aslında birer alay konumundaydı ve mühimmat eksiği vardı.Anzavur çetesine karşı öncü olarak yollanan kuvvetler Ahmed Anzavur’un ben dini ve padişahı savunuyorum sözü üzerine Aznavurcuların yanına geçmişlerdi.Güneyden Yunanlıların,kuzeyden Aznavurcuların saldırısına uğrayan 61.Tümen Kumandanı Albay Kazım (Özalp) Bey Çerkez Ethem’den yardım ister. Mektukta şunlar yazılıdır:”Bandırma’da kolordu komutanı olan Yusuf İzzet Paşa’nın Bursa’ya ani olarak çekilişi tümenimizin vaziyetini tehlikeye düşürdüğü gibi ,maneviyat üzerinde de fena tesirler yaratmıştır.Bize ne Bursa’dan,ne de başka taraftan yardım imkânı kalmadığını biliniz.
Asilerin Balıkesir’i ele geçirmeleri,Yunanlılarla irtibat temin etmelerine imkân verecektir ki,bunun ne kadar vahim bir netice doğuracağını tahmin edebilirsiniz.Gerçi ben,son itaat eden neferim kalıncaya kadar dövüşeceğim.Lâkin maksat şahsi şeref değil,müşterek ve mukaddes bir gayedir.”
Bunun üzerine Aznavurla savaşa giren Kuvayi Seyyare birlikleri Aznavurla savaşırlar,Aznavur yenilir ve İstanbula kaçar.Anzavur olayından sonra Hiyanet-i Vataniye kanununu işleten Çerkez Ethem en başta Askerlik Şube Başkanı olan Tatar Hasan Bey ve birçok suçsuzu idam ettirir.Ethem’in adı aslında bir terör dalgasıyla birlikte yayılmaktaydı.Çerkez Ethem Bey’in kurdurduğu özel istiklâl Mahkemeleri vardı.Bolu,Düzce,Gerede,Nallıhan,Beypazarı,KızılcahamamAyaş’a kadar isyanlar sürüpgitmedeydi.Bolu isyanının en acı yönü XX. Kolordu komutanvekili ve24. tümen komutanı Kaymakam Mahmud Bey’in Bolu Geyve dağlarında pusuya düşürülerek şehid edilmesi ve tümenin dağılma olayıydı.Ali Fuad Paşa bu isyanı bastırmakla görevlendirilir.Çerkez Ethem’in Kuvayi Seyyare’sinin de Ali Fuat Paşaya yardımcı olması istenir.(25 Nisan 1920) Ünlü hatıralarında olaydan Çerkez Ethem şu şekilde söz eder:
“Aznavurdan aldığımız silah ve mühimmatın miktarı bir kolorduyu silahlandıracak kadardı.Bunların bir kısmını Balıkesir’e diğer kısmını icap ed en yerlere gönderiyor,bu arada kıtalarımızın da silahlarını tamamlıyorduk.Adil ve müsamahasız olan icraatımız neticesi geniş bir af ilan ettirdim.
Artık herkes işine gücüne dönmüştü.Bir taraftan da Ankara’ya gönderilmek üzere mebus seçimlerine girişilmişti.Tam bu sırada Ankara’da Genel Kurmay Başkanı Albay İsmet (İnönü) Bey’in beni telgraf başına çağıttığı haberi geldi.Biga telgrafhanesine gittim.Aramızda şöyle bir görüşme geçti:
_ Merhaba Ethem Bey!Nasılsınız?Gazanız mubarek olsun.
_Merhaba efendim!İyiyim,teşekkür ederim…Siz nasılsınız?
_ Umumi vaziyetimiz iyi değil.Mustafa Kemal Paşa ve Reşit Bey yanımdadırlar.Makine başındayız.Size umumi vaziyeti izah ederken bazı acı haberler de vereceğiz.
_ Söyleyiniz efendim.Acı da olsa hakikati bilmek daha iyidir.
_Sizinle şu görüşmeyi temin edebilmek için çok zorluğa uğradık.Birçok yerle irtibatımız hemen hemen yoktur.Merkezde ise kuvvetimiz kalmadı.Kaymakam Mahmud Bey tümeni Düzceye geçerken asilerin hucumuna uğradı.Mahmud Bey ve bazı subaylar şehid oldular.Bir kısmı ise esir düştü.Tümenin silahları,mühimmatı,hayvanları asilerin eline geçti.Ankaranın kuzeybatısına gönderdiğimiz Arif Bey müfrezesinin felâket haberi geldi.Kaymakam Arif Bey de Ankara’ya doğru ricat ederken bir suikasta kurban gitti.Çadırında kendi erlerinden biri tarafından öldürüldü.Müfrezesinin bir kısmı dağıldı,bir kısmı isyancılara katıldı.Geyve boğazında Ali Fuat Paşa’nın da vaziyeti tehlike göstermekte.En kestirme yolla ve süvari kıtalarınızla Geyve Boğazında Ali Fuat Paşa’nın yardımına koşmanızı rica ediyoruz.Bu telgraf 19 Nisan 1920’de gönderilmiş olarak geçmektedir.Mahmud Beyin şehadeti 22 Nisanda olmuştur.
Yozgat isyanı sırasında isyanı bastırmak için TBMM Hükümeti Çerkez Ethem’i Ankara’ya davet eder.İsyan Yozgat,Yenihan,Karaman,Çamlıbel,Boğazlayan,Tokat,Zile,Alaca taraflarında yayılmıştı.Böyle giderse Keskin,Kırşehir,Elmadağ bile ayaklanarak isyancılar Ankara’ya yürüyebilirlerdi.Çerkez Ethem ve Kuvayi Seyyare Birlikleri vagonlarla Ankara’ya geldi.Hatıralarda olay şöyle geçmektedir:”Ankara’da Genel Kurmay Başkanlığı veTBMM Hükümeti bir Yozgat derdine düşmüş olup sızlanıp durmaktadır.
Ne yazık ki,Ankara’ya gittikten sonra çeresizliğe eklenen maneviyatsızlığı gördüm.Ankara Hükümeti değil bir yerel isyanı,küçük bir eşkıya çetesini bile bastırmaktan acizdir.
Ankara’ya vardığım zaman,başta Mustafa Kemal Paşa olmak üzere,tertiplenen ve beni yücelten karşılamalar ve orada kaldığım birkaç günlük müddet zarfında gördüğüm iltifatlar,denebilir ki haddinden kat kat üstündü.Bu iltifat ve nümayişler bana hiçbir gurur vermiyordu.Hatta bunlardan utanç duyuyordum.
Ankara istasyonunda ve beni karşılayan zevatla el sıkıştıktan sonra Mustafa Kemal Paşa beni otomobiline aldı.Doğruca Zıraat Mektebine vardık.Genel Kurmay Başkanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı dairesi olarak da kullanılıyordu.Mustafa Kemal,İsmet Bey ve Fevzi Paşa da aynı dairede çalışıyor ve aynı binada kalıyorlardı.İlk gece beni de orada alıkoydular.Fakat Ankara halkı onu TBMM binasında misafir etti.Mustafa Kemal,Fevzi ve İsmet Paşaya toplantı sırasında kafa tutar:”Hayret ediyorum ki,Sıvas’taHeyet-i Temsiliye ve Ankara’da TBMM sıfatıyla oluşup varolalı bir seneyi geçtiği halde,bu süre içinde koca Anadolu’da niçin bir milli hareket görünmedi?Niçin merkezinizi takviye etmediniz?Ve sonra en mühim ve esaslı olan cephelerde şimdiye kadar bir yardım görmedik.Bizi düşman cephesinden ayrılmaya ve size düşen işleri yapmaya başladık.”Çerkez Ethem’in hatıralarında olaydan şöyle söz eder:”Mustafa Kemal Paşa bir şey söylemiyor,sadece dinliyordu.Tam bir sükûn içinde dinliyordu.Fevzi Paşa ise benim ve İsmet Bey’in sözlerine ‘Evet efendim’ demek suretiyle iki tarafa da hak veriyordu.”Tartışmanın sonunda Ethem:”Ben bu kalan isyan meselesini de emriniz üzerine üzerime alıyorum ve sizleri bu gaileden kurtaracağım.Lâkin ben vazifemi bitirip dönünceye kadar,Yunan Cephesinin sorumluluğunu üçünüzden biriniz kabul edeceksiniz.Şu şartla ki Salihli’de bulunmak ve cephe komutanı Ali Fuat Paşa’ya bağlanmak üzere.”Ethem’den o zaman éBaşbuğ” olarak söz ediliyordu.Atatürk hakkında bir tek marş yokken Çerkez Ethem İçin örneğin şu marş yazılmıştır:
“Güneş,ay gibi ülküyü parlattı
Kahraman Ethem,cihadın senin…
Garbı,cihanı yerinden oynattı
Kahraman Ethem ,nejadın senin…
Yurdun Kafkasdır,uludur oymağın,
Kalplerde böyle yadların vardır…
Gönlün yücedir,dünyadır oymağın,
Alemde böyle adların vardır…”
Ethem Ankara’da bulunduğu sürede Yeşil Ordu Cemiyetine üye olmuş hatta bu cemiyetin tüzükdışı başkanı sıfatına yükseltilmişti. Bu cemiyetin kurucuları Enver Paşa’nın başlattığı “Sosyalist İslam” teorisini güdüyorlardı.Aynı zamanda Ankara’da “Yeni Dünya” isimli bir gazete çıkarıyorlardı.Bu gazetede yayınlanan Yeşil Ordu Cemiyetinin bir bildirisi şöyledir .
_ Avrupa’nın zevk ve eğlence düşkünlüğü ile bozmak istediği Asya’nın saf ve temiz ahlâkını korumak için bir birlik kurmaya çalışanların örgütüne Yeşil Ordu denir.
_Yeşil Ordu Avrupa emperyalizmini Asya’dan kovmak için kurulmuş bir mücadele örgütüdür.
_ Bir Asya Halk birliği kurulmalıdır.Yeşil Ordunun yeşil cihad bayrağında şunlar yazılıdır:Asya Asyalılarındır.Asya artık kapılarını savaş,vurgunculuk,sermaye belâlarına sonuna kadar kapatmıştır.
_Şehirlerde ve kasabalarda oturup, köylerde köylüleri çalıştırarak arazi ve değirmen işletenler ve böylece köylüyü ortakçılık ve tefecilik yollarıyla ezmeye alışmış kişilere Yeşil Ordu’da yer yoktur.Büyük tüccarlardan komisyonculuk,tellâllık,sarraflık yollarıyla üretici ve tüketici arasında vurgunculuğa alışmış kişilere de Yeşil Ordu saflarında yer yoktur.
_Yeşil Ordu,dünyada başlayan Sosyalist ve özellikle Bolşevik hareketlerin yanlış olarak bir haydutluk ve yağmacılık gibi gösterilmesinden çıkacak karışıklıkların önüne geçecektir.
_Yeşil Ordu ,Türkiye içinde dahi her çeşit emperyalizm akımlarını ve sermayenin haksız zorbalığını kaldırmakla yükümlüdür.
_ Topraktan ve bütün kaynaklardan herkes yeteneği oranında yararlanır.
_Su, hava ,ışık ve ısı gibi olduğundan toprak devletindir.Toprak halkın kolektif çalışmasına parasız olarak verilir.
_Yeşil Ordu, toplumun yaşantısında Halk Hükümetini ve tam kolektif çalışma usulünü kabul eder.
_ Yeşil Ordu, yalnız kafa ve kol gücüyle yaşayan köylü,işçi,müsdahdem,memur gibi emekçileri ,örgütün en sağlam öğeleri sayar.
_Yeşil Ordu aileye saygılıdır.İslâmın bütün toplumsal ilkelerine dayanan Asr-ı Saadet’in ortak içtenliğini yeniden kurmaya çalışmakla yolunun Hak yolu,Allah yolu olduğunu bilir.
_ Öğretim parasızdır,yatılıdır ve mecburidir.
_En ağır suç emperyalizmdir. İdam cezası emperyalizmden yana olanlara verilir.
_ Yeşil Ordu Kızıl Devrim Ordularının içten bir kardeşlikle sonsuza dek bağımlısı ve dostudur.
_Yeşil Ordu Türkiye’deki gizli bir Genel Merkez’le yönetilir.Genel Merkez,bütün Yeşil Ordu örgütüne sahip memleketlerle bağlı olduğu gibi Moskova ve Kızıl Ordular merkezleriyle ilişkidedir.
Yeşil Ordu Ekim 1917 Devriminden sonra Ukraynalı bir köylü olan Makno kurmuştur.Her iki orduyla yani hem Beyaz ,hem Kızıl Orduyla savaşan bu güç sıkıştığında Ukrayna ormanlarında saklandığı için adına Yeşil Ordu denmiştir.Kızılorduca yok edilmişlerdir(1919)
Yeşil Ordu Cemiyetinin kurucuları şunlardır:Adnan Adıvar,Hakkı Behiç,Eyüp Sabri,Yunus Nadi,Hüsrev Sami,İbrahim Süreyya,Hakkı Baha Pars,Nazım,Hacı Şükrü,Çerkez Reşit,Celal Bayar’dır.Adnan Adıvar Sağlık Bakanı,Hakkı Behiç Maliye Bakanı,Celal Bayar Ekonomi Bakan Vekilidir.Bu örgüt III.Enternasyonale ve Mustafa Suphi’nin kurduğu illegal TKP bağlıdır.Sovyet Doğu Halkları Kurultayında alınan kararları ve görüşleri anatez olarak alır.I. TBMM’inde Ekim Devrimi özentisi içinde olanların kurdukları mualif Yeşil Ordu,Halk İştirakiyun (Kominist) Fırkası vardır.Mustafa Kemal karşıtları Çerkez Ethem’i kendi Genel Başkanları ve kahramanları olarak görürler.Bu milletvekilleri düzenli ordunun kuruluşuna bile karşı çıkarlar,savaşı gerilla güçleriyle götürmek isterler:”Bu iş ordu işi değil!Ordu kuralım,düzenli kuvvet yaratalım diyerek uğraşırsak,kıyamete kadar sonuç alamayız!Ah herede Çerkez Ethem?Bize çeteler lâzım , çeteler Çete harpleri,gerilla harpleri ile sonuca ulaşabiliriz. “4 Eylül 1920’de TBMM İçişleri Bakanlığına Mustafa Kemal Paşa’nın Adayı Refet Beyi 89 oyla seçmeyerek Ethem’in adamı TKP’li Nazım Beyi 98 oyla seçer.Bu olay kabine içinde bir buhrana sebep olur ve Mustafa Kemal Paşa Nazım Bey’in istifasını ister ve istifa ettirir.Afyon Milletvekili Mehmet Şükrü Bey Yunan ilerlemesi sonucu subaylara çatar:”Millet parasıyla okuyan bu subaylar işsiz güçsüz kahvelerde oturmaktadır.Oysa memleketin işgal edilmesi onların alehinedir,çünkü böyle giderse maaş alamayacaklardır.Yenilgilerdem Genel Kurmay Başkanı İsmet Bey ve Milli Savunma Bakanı Fevzi Paşa sorumludur,istifa etmelidirler.Sovyetler’de olduğu gibi subay müfrezeleri kurulmalı,başarısız subaylar bu müfzezelerde erbaşlar tarafından eğitilerek başarılı hale getirilmelidir.Yeşil Orducu Binbaşı Hacı Şükrü “Kurmay subayların boyunduruğu altında ordu duramaz” diye mecliste bağırır.Aynı oturumda söz alan Çerkez Reşit Bey şunları söyler:”Düzenli ordu erleri dediklerimiz ise gözlerimle gördüm,siz de pek alâ biliyorsunuz ki,dağlarda,ormanlarda dolaşıyorlar.Gerçek budur ve yazık ki bundan ibarettir.Bu da gösteriyor ki bugün ordu dediğimiz düzenli kuvvetlerle iş görmek artık mümkün değildir,zaman ve şartlar çok değişmiştir.Yıllarca süren bitmez tükenmez savaşlardan bezgin çıkmış insanlar,artık şunun bunun komutası ile ateşe atılmıyorlar.Bu nedenle yapmak istediğimiz devrimin anlamını kavrayabilecek insanlarla elele verip yeni bir örgüt içinde çalışmazsak,inanın Yunanlılarla değil yer yer patlak veren iç isyanlarla bile başa çıkamayız…Nitekim Ankara kapılarına kadar gelen isyan dalgasını durdurup yok edenlerin kimler olduğunu gördünüz.”
Çerkez Ethem Yozgat isyanını bastırmakla uğraşan Kılıç Ali Bey’i ve Ali Fuad Paşa’yı telgraf başında paylar.Çapanoğullarının çıkardığı isyanı Çerkez Ethem halk üzerinde kurduğu terör ve özel İstiklâl Mahkemeleriyle bastırır.Çapanoğulları Arapsefi Boğazında Kuvayi Seyyare’yi neredeyse Çapanoğullarının tuzağına düşecektir.Çerkez Ethem durumu anlar ve asilerin bekledikleri yönden zıt yönde saldırarak düşmanı püskürtür.Böylece I. Yozgat isyanını bastırmış olur.Hatıralarında Çerkez EthemMustaka Kemal Paşa’dan aldığı tebrik telgrafından övünçle söz eder:”Alaca Havalisinde Kuvayi Seyyare Başkomutanı Ethem Beyefendiye,
Son Arapseyfi Boğazındaki kahredici başarınızdan ötürü en samimi kalbimle zatıalîlerinizi ve cesur arkadaşlarınızı tebrik ederim.Yenilerek dağılan düşmanın ve asilerin mıntıkalarında takibi işi için Çorum’da RefetBey’e,Zile’de Cemil Cahit Beye emir verildiğini bildiririm.
28 Haziran !920-TBMM Başkanı Mustafa Kemal
Yozgat’ta sade isyan bastırılmaz,toplu kıyım,tecavüz ve hırsızlık suçları işlenir.Camilerdeki değerli halılar ve kilimler bile Kuvayi Seyyare tarafından götürülür.Çerkez Ethem ,Yozgat İsyanının sebebi olarak gördüğü Yozgat Mutasarrıfını ve Ankara Valisi Yahya Galip Beyi kardeşi Binbaşı Teyfik Bey’in başkanlığındaki İstiklâl Mahkemesi idamını ister.Yahya Galip Bey Mustafa Kemal’in yakın arkadaşı olduğu içinTBMM Başkanı Mustafa Kemal Paşa’ya sığınır.Çerkez Ethem idam etmek için Yahya Galip Bey’i Mustafa Kemal Paşa’dan ister;o da geri vermez,şu telcevabını gönderir:”Sabık Yozgat Valisi Yahya Galp Bey hakkındaki emir ve işarınız üzerine kendisinin derhal mahkemeye sevkedilmesi için deral İçişleri Bakanlığına emir verilmiştir.”Yahya Galip Bey olayın soruşturulması için derhal görevden alınır.Çerkez Ethem Anılarında daha da ileri giderek”Özel telgraf ve haberleşmemize dayanarak çıkardığımız sonuç Mustafa Kemal Paşa’nın bütün telaşı , Yahya Galip Beyi ve tutuklu Galip beyin ifadelerine dayanarak kurulacak bir Divan-ı Harb’in sonradan kendisini de sorgulayacağını bildiği ve hep sorumluluğun tabiyatıyla kendisine döneceğinden korktuğu için olduğu anlaşıldı.Yozgat’ta bulunan bazı kişiler bizi en ince detayına kadar aydınlatmıştır.”TBMM Hükümeti Yozgat Mutasarrıfını değiştirmek istemekte,isyanın onun gevşekliği yüzünden çıktığını söylemekte,Çerkez Ethem ise istememektedir.Anılarında olayla ilgili şu notu düşer:”Şayet Millet Meclisi de adaleti yerine getirmeye bir araç değilse,o takdirdedoğrudan doğruya kuvvet ve şiddet kullanmam adalet namına benden istenmekteydi.Ben Divan-ı harb’in bu isteğine hak verip istenilen harekete ve baskıya başlamak üzere idim.”Yozgat ‘ta yaptığı bir konuşmada ise Çerkez Ethem ”Ankara’ya dönüşümde TBMM Başkanını meclisin önünde asacağım” diye bir tehdide bulunur.Bu söz halk arasında “Çerkez Ethem meclisin bir kapısına Mustafa Kemal Paşa’yı,diğer kapısına ise İsmet Bey’i asacakmış …” diye geçer.Çerkez Ethem Ankara’ya geldiğinde kendisini kimse karşılamaz,sadece İnönü İstasyonunda Ali Fuat Paşa ile karşılaşır,görüşür:
”_Fakat Paşam Mustafa Kemal Paşa’nın fikirlerinden istifade edemiyoruz,o nerede?
O,oyunu bizlere bırakarak Afyon’a gitti” cevabını alır.
Çerkez Ethem en güçlü silahlı birliğe sahipti.1921’de kuzeyden güneye 150 Km . olan Yunan Cephesi Batı Cephesi ve Güney Cephesi ikiye bölünür komutanlıklarına İsmet Bey ve Ali Fuat Paşalar’ın getirilişi Çerkez Ethem’de bir kırgınlık yarattı.
Çerkez Ethem Bolşovikliğe sarılır.Anadolu’nun en iyi matbaasını satın alıp Eskişehir’de Seyyare-i Yeni Dünya gazetesini çıkarır.Gazetenin isminin altında”Dünya proleterleri birleşiniz” sözü yazılıdır.Gazete İslamcı-Bolşevik çizgi izlemektedir.Yeşil Ordu yanlıları veTKP’liler Mustafa Kemal’i devirerek yerine Çerkez Ethem’in geçmesini istiyordu.Moskova Anlaşması öncesi Sovyetler için Ethem Mustafa Kemal’den iyiydi.Sovyetler Birliği’nin Ankara Ateşesi Şerif Manatof da Ethem’e “Paşalar savaşı kazanınca ne olacak?Bir milli burjuva devleti kurulacak. Biz devrimde gördük düzenli bir orduya ihtiyaç yoktur.Ordu sizin birlikleriniz etrafında kurulsun.Siz bizim gibi kapitalizm ve feodalizmle savaşınız “demiştir.Sovyet belgelerinde Çerkez Ethem önce bir Türk koministi olarak görünse de daha sonra onun bir haydut olduğunu anlamışlardır.
Çerkez Ethem 1921 ‘de Mustafa Kemal Paşa’nın Direksyon Dairesi denen binasına baskın yapmış,fakat başarılı olamamıştı.Bir seferinde de Mustafa Kemal Paşa’yı Ankara Taş Han’a çağırmış,fakat yanıt alamamıştı.Bilecik Görüşmelerine giderken Mustafa Kemal’in trenini taratmak istemiş,İsmet Paşa’nın duyumu üzerine tren Kütahya’da durmadan Bileciğe gitmiştir.
İsmet Bey Kuvayi Seyyare’nin serbest jandarmalık görevi yaptığından bunlara aylık verilmesi gerektiğini savunmuş ve cepheden harekat planlarını istemişti.Bunun üzerine Çerkez Reşit Bey”Benim kardeşim olmayacak kişilerin emrine girmez” demiş ve harita ve çizimlerin istendiğinde Mustafa Kemal Paşa’ya gönderileceğinden söz etmiştir.Ethem ve kardeşleri TBMM Hükümetine Savaş açmışlar,kendileri gibi milis güçlerine dayalı Demirci Mehmet Efe ve Sarı Edip Efe’yi de ayaklandırmaya girişmişlerdi.Ankara’ya TBMM Başkanlığına şu telgrafı çeker:”Ankara hükümeti birkaç muhterisin, aleti olmaktan kurtulamamakta…Onlar ne vakit olsa başımıza beladır.Harcadığımız emeklerin boşa gitmemesi için biribirimize sarılmalıyız.”Çerkez Ethem kimseye haber vermeden Yunanlıları kovmak için Gediz Taaruzunu düzenler fakat başarısız olur.Çekilen telgrafdan ötürü TBMM Çerkez Ethem ve kardeşlerini Hiyanet-i Vataniye Kanunundan yargılanmasını ister.Reşit Bey’in milletvekilliği 8 Ocak günü düşürülür.Padişah ve Damat Ferid’e yazdığı mektuplarda kendisinin suçlarının bağışlanmasını ister ve Ocak 1921 günü Yunanlılara teslim olur. İzmir’de kalır ve Kurtuluş Savaşından sonra önce Atina’ya,sonra Fransız müstemlekesi olan Lübnan’ın Beyrut kentinde yaşar.Ethem ve kardeşleri 150likler denen siyasi yasaklı gurubun içindedirler.10. Yıl dolayısıyla çıkartılan af kanunun bile kendilerini bağlamayacağını söyleyenÇerkez Ethem Beyrut’ta1949’da ölür.Öldükten sonra kardeşleri Türkiye’ye döner.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder